Gıda üretiminin hassas bir iş olduğunu vurgulayan Çekiç’e göre, en hassas ve önemli kriterlerden biri de izlenebilirliğin sağlanması ve bu konuda teknolojik altyapının ve sistemin en iyi şekilde kurulmuş olması. Çekiç, “Balıkesir Turyağ fabrikamızda ürettiğimiz ürünleri soğuk zinciri kırmadan ve tüm süreç boyunca dijital çözümlerle takip ederek müşterilerimize en sağlıklı şekilde ulaştırıyoruz. Kısa bir süre önce de Balıkesir ve Orhangazi’deki fabrikalarımız için ‘Güvenilir Tedarikçi’ sertifikası aldık. Gıda güvenliğini ve sürdürülebilirliğini sağlamak, sofralara gıdanın her türünü eksiksiz sunabilmek için gıda şirketlerinin ayrı bir sorumluluğu var.
Gıda güvenliğinin temelini oluşturan; soğuk zincir, sıcak zincir, doğru depolama, iyi planlama gibi pek çok kritik nokta bulunuyor. Bu zincirdeki bir yanlış, eksik veya hata durumunda gıdanın ziyan olması riski var. Dolayısıyla en sağlıklı koşulları yerine getirerek, gıdanın uçtan uca güvenliğini ve takibini sağlayarak zayiatı minimum seviyede tutmak konusunda büyük hassasiyet gösterdik. Gıdada ham madde taşımacılığı, gıda tedariki teknik bir uzmanlık ve kapsamlı bir yatırım gerektiriyor. Bu konuda her ürünün hangi koşullarda taşınması gerektiğine dair mevzuatlar mevcut. Cargill’in kendi içtihatları, mevzuatlardan daha sıkı koşullar içeriyor. Bu çerçevede, şartları sağlayabilecek nitelikli tedarikçiler ve ekipmanlar bizim işimizi yapabilmemiz için şart. Tedarikçilerimize bu kurallara uymaları yolunda teknik destek de sağlıyoruz.
Ayrıca gıda arzının azaldığı dönemlerde gıdanın ömrünün uzatılması, besleyiciliğinin ve Kalori değerinin artırılması gibi çözümler de ön plana çıkıyor. Endüstriyel gıda, gıda arzının devamlılığı ve artan nüfusun beslenmesi için çok yüksek önem taşıyor” diye konuştu.
Çekiç, pandemi döneminde dünyanın Gıda alanında köklü bir davranış değişikliği ve güvensizliğin tetiklediği bir talep patlaması yaşadığını hatırlattı. “Aynı dönemde yine pandemi nedenli iş gücü kayıpları sonucunda tedarik zinciri artan talebi karşılayamaz oldu” diyen Çekiç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özellikle uluslararası ticarette gemi ve liman operasyonları aşırı yüklendi, hatta kilitlenme noktasına geldi. Bu da global tedarik zincirinde kırılmalara yol açtı. Böyle olunca servisler aksadı, maliyetler iki-üç katına kadar çıktı ve sonuç olarak gıdada enflasyon yaşandı. Ayrıca kara ve denizde rotalar değişti, transit süreler arttı. Tüm bunlar lojistikte çeviklik konusunu gündeme getirdi. Tedarik zincirindeki iyileşme zaman alacak ama bütün sektörler bu yeni normale uyum sağlamak zorunda. Çok ciddi bir değişim bizi bekliyor. Sadece konvansiyonel yöntemler ile bu işin yürümeyeceği anlaşıldı. Dijital çözümler artıkdaha fazla işin içinde.”