Özel bir okulda beden eğitimi ve spor öğretmeni olarak görev yapan Aydan Yaman ve özel bir hava yolu şirketinde kabin amiri olan Yusuf Yaman çifti, her seyahatte farklı bir manzaraya açılan karavan gezilerini sosyal medyada takipçileriyle de paylaşıyor. Aydan-Yusuf Yaman çifti, çadır kamplarıyla başladıkları doğa seyahatlerine, evlenmelerine 1 hafta kala herkesten gizli satın aldıkları araç üstü çadırla devam etti. Ancak onun da eksileri olduğunu dile getiren Aydan Yaman, “Yusuf daha çok kış kampı yapmayı seviyor fakat benim için kış kampına gidilecekse bu çadır ile değil de karavan ile olurdu. Araç üstü çadır ile gittiğimiz yerlerde hem gündüz hem de akşam serin havada ateş başında oturmak çok güzeldi. Ancak gece sıcaklığı sıfır dereceye kadar düştüğünde sabaha kadar uyku benim için biraz eziyete dönüşüyordu. Bu kamplarımızdan döndüğümüzde karavan bakmaya başladık” diye konuştu.
Karavan almaya karar verdiklerinde bütçelerinin ve ceplerindeki paranın belli olduğuna değinen çift, yerli marka bir çekme karavan aldıklarını dile getirdi. Karavanı görmeye gittikleri gün sözleşmeyi de yapan Yaman ailesi, “Bir gün bile daha beklememek, ertesi gün tekrar bir fiyat artışı ile karşılaşmamak için o gün bayi kapanmadan hemen sözleşme yaptık. Yaklaşık bir buçuk ay sonra da teslim aldık. Biz çadırla yaptığımız gibi yine doğada her şeyden bağımsız ve artık çok daha konforlu bir şekilde kalabilmek için karavanımızı donanımlı aldık. Karavanımızı alırken ayrıca içinin tamamen masif ahşap olmasını istedik. Kullandıkça neye ihtiyacımız olduğunu daha iyi anladık. Karavanımızın zeminini keçe ve halıfleks ile kapladık. Banyoya duş perdesi ve ayna taktık. Yine bir perde de karavanın oturma grubunun/yatağının yanına taktık. İçerisine raf ve düzenleyiciler alıp koyduk” diyerek karavanlarıyla tanışmalarını anlattı.
İş ve karavan dengesini nasıl kurduklarını sorduğumuz çift, “Bizim için işin en zorlu kısmı işte tam olarak bu” dedi ve ekledi:
“Mesleklerimizden dolayı izin günlerimiz, boş zamanlarımız ve tatillerimiz çoğu zaman denk gelmiyor. Buna rağmen kısıtlı zamanlarımızı bile her zaman değerlendiriyoruz. Bazen bir günlüğüne bile olsa bir yere gitmek bize çok iyi geliyor. İşin meşakkatli kısmı bu gibi görünse de aslında bizim için yeni bir rotadan ibaret.”
Özellikle doğayı seven ve minimal yaşama ayak uydurabilen herkesin karavanda keyif alarak yaşayabileceğine vurgu yapan çift, karavanda yaptıkları işlerin genel olarak ikiye ayrıldığını söyledi. Yaman ailesi, “Ben iç işlerden sorumluyken, Yusuf dışarıdaki işleri yapar. İkimiz de bunları yaparken çok keyif alarak yapıyoruz. Tabii ki birbirimize her zaman yardımcı oluyoruz. Karavanla ilk kez tanışacaklara biz şunu söylemek istiyoruz: Eğer bu yaşam tarzına bir yerden başlamak istiyorsanız, daha fazla ertelemeyin. Önünüze çok fazla karavan seçeneği çıkacaktır. Önce kendiniz nasıl bir karavan istediğinize karar verin. Kendinize uygun olmayan bir karavan bu yaşam tarzında keyif almanızı zorlaştırabilir” şeklinde ifade etti.
Yaman ailesi, konaklama yapmak için iki seçenek bulunduğuna değindi. Bunlar karavan park alanları ya da free camping denilen herhangi bir tesisten hizmet alınmayan bağımsız yerler. Seyahat ederken güvenliklerini nasıl sağladıklarını anlatan çift, “Aslında güven hissiyatı çadırdan araç üstü çadıra, sonra da karavana hep artarak gitti” diyerek şunları söyledi:
“Her zaman tedbirli oluyoruz. Eskiden olduğu gibi hala bağımsız bir şekilde bir göl kenarında, ormanın içinde veya yaylada kalmayı daha çok seviyoruz. Kalmak istediğimiz yere erken saatte ulaşıp çevreyi keşfetmeye çalışıyoruz. Güvenliğimizden şüphe ettiğimiz veya yerleşim yerlerine ulaşımı zor olan yerlerde hep arkadaşlarımızla birlikte genelde iki karavan kaldık. Çevrede güvendiğimiz kişiler ile iletişim halinde oluyoruz. En son kampımızda orman müdürlüğü görevlileriyle iletişim halindeydik ve çok şükür şimdiye kadar başımıza gelen kötü bir olay olmadı.”